Genel Kültür http://www.kpsskonu.com Tue, 25 Dec 2018 12:47:50 +0000 tr-TR hourly 1 https://wordpress.org/?v=4.9.18 82898232 Genel Kültür Konuları http://www.kpsskonu.com/genel-kultur/genel-kultur-konulari/ http://www.kpsskonu.com/genel-kultur/genel-kultur-konulari/#comments Tue, 26 Feb 2013 01:56:30 +0000 http://kpsskonu.com/?p=99 Genel kültür konuları Tarih, Coğrafya, Vatandaşlık ve Güncel konular derslerinden oluşmaktadır. Bu derslere ve konularına aşağıdan ulaşabilirsiniz. Kpss’de genel kültür konularından 60 tane soru sorulmaktadır. Bu soruların 30 tanesi tarih konularından, 18 tanesi coğrafya konularından, 9 tanesi vatandaşlık konularından ve 3 tanesi de güncel konulardan çıkmatadır. Ulaşmak istediğiniz Genel kültür dersinin üstüne tıklayarak o dersle […]

Bu yazı Genel Kültür Konuları ilk olarak şurada görüldü: .

]]>
Genel kültür konuları Tarih, Coğrafya, Vatandaşlık ve Güncel konular derslerinden oluşmaktadır. Bu derslere ve konularına aşağıdan ulaşabilirsiniz.

Tarih Konuları Coğrafya Konuları Vatandaşlık Konuları Güncel Konular

Kpss’de genel kültür konularından 60 tane soru sorulmaktadır. Bu soruların 30 tanesi tarih konularından, 18 tanesi coğrafya konularından, 9 tanesi vatandaşlık konularından ve 3 tanesi de güncel konulardan çıkmatadır. Ulaşmak istediğiniz Genel kültür dersinin üstüne tıklayarak o dersle ilgili konulara direkt ulaşabilirsiniz.

Bu yazı Genel Kültür Konuları ilk olarak şurada görüldü: .

]]>
http://www.kpsskonu.com/genel-kultur/genel-kultur-konulari/feed/ 2 99
Trablusgarp Savaşı (1911-1912) | Nedenleri ve Uşi Antlaşması http://www.kpsskonu.com/genel-kultur/tarih/trablusgarp-savasi-nedenleri-usi-antlasmasi/ http://www.kpsskonu.com/genel-kultur/tarih/trablusgarp-savasi-nedenleri-usi-antlasmasi/#comments Sun, 27 Nov 2016 20:58:08 +0000 http://www.kpsskonu.com/?p=5191 Trablusgarp Savaşı (1911-1912) ve nedenleri ÖSYM’nin de sevdiği ve özen gösterdiği Tarih konularından biridir. Aslında Trablusgarp Savaşı KPSS tarih konuları içinde ’20. Yüzyıl Başlarında Osmanlı Devleti’ başlığı altında işlenen bir alt başlıktır. Şimdi bu başlık altında işlenecek konulara bir bütün halinde bakalım ve sonrasında Trablusgarp Savaşı konusu inceleyelim. 20. Yüzyıl Başlarında Osmanlı Devleti Trablusgarp Savaşı […]

Bu yazı Trablusgarp Savaşı (1911-1912) | Nedenleri ve Uşi Antlaşması ilk olarak şurada görüldü: .

]]>

Trablusgarp Savaşı (1911-1912) ve nedenleri ÖSYM’nin de sevdiği ve özen gösterdiği Tarih konularından biridir. Aslında Trablusgarp Savaşı KPSS tarih konuları içinde ’20. Yüzyıl Başlarında Osmanlı Devleti’ başlığı altında işlenen bir alt başlıktır. Şimdi bu başlık altında işlenecek konulara bir bütün halinde bakalım ve sonrasında Trablusgarp Savaşı konusu inceleyelim.

20. Yüzyıl Başlarında Osmanlı Devleti

  • Trablusgarp Savaşı
  • Balkan Savaşları
  • 1. Dünya Savaşı
  • 1. Dünya Savaşı Osmanlı Cepheleri
  • 1. Dünya Savaşı’nda Mustafa Kemal’in Bulunduğu Görevler
  • Wilson İlkeleri
  • 1. Dünya Savaşı’nın Sonuçları ve Barış Antlaşmaları
  • Mondros Mütarekesi
  • İtilaf Devletleri’nin Osmanlıyı Paylaşma Tasarıları
  • Paris Barış Konferansı
  • İzmir’in İşgali

Trablusgarp Savaşı (1911-1912)

Trablusgarp Savaşı da diğer tüm savaşlar gibi bazı sebeplerden ortaya çıkmıştır. 1870 yılında siyasi birliğini tamamlayan İtalya, ‘yahu madem ben siyasi birliğimi tamamladım artık bir şeyler yapmam lazım’ der. Sömürgeciliğin de yaygın olduğu bu zamanlarda, İtalya kendini biraz pasif hissetmiş ve bu sömürgecilik yarışında kendini geride görmüş.

Sanayim gelişiyor, hammadde lazım, peki hangi pazara dalsam?

…diye düşünen İtalya, saldırgan politikalarını ve emellerini, artık maalesef eski gücünde olmayan Osmanlı İmparatorluğu’na ait Trablusgarp üzerinden gerçekleştirmeyi düşünüyordu. Buraları alıp Afrika’ya açılmayı düşünen İtalya, Trablusgarp’ı Osmanlı’dan istemiş. Osmanlı da doğal olarak ‘vermem’ deyince savaş kapıya dayanmış. Şimdi bu savaşın çıkma nedenlerini maddeler halinde yazalım.

Trablusgarp Savaşı Çıkma Nedenleri

  1. Yukarıda belirttiğimiz gibi siyasi birliğini geç tamamlayan İtalya, alelacele gelişen sanayisi için hammadde ve pazar arayışına girmesi ilk nedendir.
  2. Yine belirttiğimiz üzere Osmanlı artık eski gücünde değildi ve Trablusgarp’ı koruyacak gücü de yoktu.
  3. Trablusgarp’ın konum itibariyle İtalya’ya yakın olması ve İtalya’nın burası üzerinden Afrika’ya bir sömürge kapısı açmak istemesi.
  4. İtalya’dan daha fazla sömürgeye ve güce sahip olan İngiltere ve Fransa’nın , İtalya’yı kendi yanlarına çekmek için buraya saldırmasına göz yummaları bu savaşın çıkma sebeplerindendir.

Bahsettiğimiz üzere Osmanlı artık zayıflamıştı ve gücü kalmamıştı. Bu yüzden buraya ne ordu, ne donanma ne de teçhizat gönderebilmişti. Hal böyle olunca Mustafa Kemal, Enver Paşa, Nuri Bey, Fuat Bey ve Fethi Bey gibi vatanseverlerden oluşan gönüllü subaylar gizlice Trablusgarp’a gitmişler ve yerli halkı örgütlemişlerdir.

Hatırlanacağı üzere Mustafa Kemal bundan önce KPSS konuları içinde Harekat Ordusu kurmay başkanı olarak karşımıza çıkmıştı. Trablusgarp Savaşından sonraki konularda artık Tarih konularının Mustafa Kemal üzerinde daha fazla yoğunlaştığını farkedeceksiniz.
Mustafa Kemal Derne ve Tobruk’ta, Enver Paşa da Bingazi’de İtalya’ya karşı başarılı olmuşlardır. Bu kısımlara Trablusgarp Savaşı’nın bizim açımızdan en olumlu tarafı olarak bakınız. Tekrar not edelim; Derne, Tobruk ve Bingazi başarılı olduğumuz yerler.

Her ne kadar bazı yerlerde başarılı olsak da buraya kafayı takmış olan İtalyanlar, Osmanlıyı barışa razı etmek için Rodos ve On İki Ada ile Çanakkale Boğazı‘nı ablukaya almışlardır. Yine de Osmanlı barışa razı olmadı. Fakat Osmanlı’ya düşman olan sadece bir ülke yoktu. Diğer ülkelerin de emelleri vardı ve bir sonraki konuda işleyeceğimiz 1. Balkan Savaşı patlak vermişti. Zaten güçsüz olan Osmanlı her yerle baş edemiyordu. Dolayısıyla 1. Balkan Savaşı’nın başlaması son damla olmuş ve Osmanlı barış istemek zorunda kalmıştır.

Her barış bir antlaşma ürettiğinden, 1912 yılında Uşi Antlaşması (Ouchy) imzalandı. Peki Uşi Antlaşması hangi ana maddeleri içeriyor? Tarih dersinde önemli bir başlık olan Uşi Antlaşmasını inceleyelim.

Uşi Antlaşması 1912

  • Trablusgarp (Trablus ve Bingazi) İtalyanlara bırakılacak.
  • Yöre halkı sadece dini yönden halifeye bağlı kalacaktı.
Yani yönetim İtalyanların elinde olacak. İtalyanların bu bölgedeki yöre halkının dini yönden halifeye bağlı kalmalarına izin verilmesi de burada olası bir isyanın en azından şimdilik önüne geçmelerini istemeleridir.
  • İtalya Osmanlı üzerindeki kapitülasyonların kaldırılmasına itiraz etmeyecekti.
  • Rodos ve On İki Ada Balkan Savaşlarının sonucunda geri verilmek şartı ile  geçici olarak İtalya’ya verilecek.
Bu maddedeki mantık herhalde bir araştırma konusu olur. Osmanlı acaba ‘bakın geçici verdik ona göre’ demek için mi, yoksa ‘Balkan Savaşlarından sağ çıkarsak daha güçlü çıkarız ve burayı kimseye yedirmemiş oluruz’ diyerek mi bu madde eklendi? Yorumlarınızla bu maddeyi tartışabiliriz.
  • Trablusgarp’ın Duyun-i Umumiye’ye ödemekle yükümlü olduğu borçlar İtalya tarafından ödenecekti.
  • Padişah tarafından Trablusgarp bölgesine Naib-i Sultan denilen bir görevli atanacaktı. Ayrıca şeriat hükümlerinin yürütülmesinde görevli bir kadı atanacaktı.
Osmanlı İmparatorluğu’nun Kuzey Afrika’daki varlığını tamamen sona erdiren gelişme Trablusgarp’ın kaybedilmesi olmuştur.

Böylece Trablusgarp Savaşı konusu tamamlanmış oldu. Bir sonraki KPSS Genel Kültür Tarih dersimizin başlığı 20. Yüzyıl Başlarında Osmanlı Devleti başlığından Balkan Savaşları olacaktır.

 

Bu yazı Trablusgarp Savaşı (1911-1912) | Nedenleri ve Uşi Antlaşması ilk olarak şurada görüldü: .

]]>
http://www.kpsskonu.com/genel-kultur/tarih/trablusgarp-savasi-nedenleri-usi-antlasmasi/feed/ 9 5191
Osmanlı Fikir Akımları http://www.kpsskonu.com/genel-kultur/tarih/osmanli-fikir-akimlari/ http://www.kpsskonu.com/genel-kultur/tarih/osmanli-fikir-akimlari/#comments Fri, 26 Feb 2016 01:04:46 +0000 http://www.kpsskonu.com/?p=4886 Osmanlı Fikir Akımları, birçok düşünce akımı gibi işler yolunda gitmediği zaman ortaya çıkmıştır. Ne demek bu? Şöyle ki; Osmanlı İmparatorluğu bölünmeye, parçalanmaya doğru gitmekteydi. Bunları önlemek, Osmanlı’nın bütünlüğünü korumak için birtakım fikir akımları ortaya çıkmıştır. Kpss Tarih dersinde bu bölümde Osmanlı Fikir Akımları anlatılacaktır. Osmanlı Fikir Akımları Osmanlı İmparatorluğunda görülen düşünce akımları 5 başlıktan oluşmaktadır. […]

Bu yazı Osmanlı Fikir Akımları ilk olarak şurada görüldü: .

]]>

Osmanlı Fikir Akımları, birçok düşünce akımı gibi işler yolunda gitmediği zaman ortaya çıkmıştır. Ne demek bu? Şöyle ki; Osmanlı İmparatorluğu bölünmeye, parçalanmaya doğru gitmekteydi. Bunları önlemek, Osmanlı’nın bütünlüğünü korumak için birtakım fikir akımları ortaya çıkmıştır. Kpss Tarih dersinde bu bölümde Osmanlı Fikir Akımları anlatılacaktır.

Osmanlı Fikir Akımları

Osmanlı İmparatorluğunda görülen düşünce akımları 5 başlıktan oluşmaktadır. Bunlar Osmanlıcılık, İslamcılık, Türkçülük, Batıcılık ve Adem-i Merkeziyetçilik (Teşebbüs-i Şahsi) olarak bilinmektedir.

1) Osmanlıcılık

Osmanlı Fikir Akımları içinde ilk olarak anlatacağımız akım Osmanlıcılık’tır. Tanzimat Fermanı ile uygulamaya konulan bu fikir akımının temeli 2. Mahmut dönemine kadar uzanmaktadır. Bilindiği üzere Fransız İhtilali ile milliyetçilik akımı hızla yayılmaya başlamıştı. Bunun üzerine Osmanlıcılık akımı ile, Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde yaşayan bütün milletleri dil, din, ırk ve mezhep ayırmaksızın herkesi kanun önünde eşit görmek ve kendilerini temsil etme hakkı vermek amaçlanmıştır.

Osmanlıcılık fikrini savunan Jön Türkler, herkeste eşitlik kavramı ile Osmanlı vatandaşı bilinci oluşturmayı amaçlamıştır. Bu amaçla birleşerek imparatorluğun dağılmasını önlemeyi hedeflemişlerdir.
Gerek Tanzimat Fermanı ve Islahat Fermanı gerekse Meşrutiyetin ilanı bu bilincin oluşmasını ve dolayısıyla Osmanlı İmparatorluğunun dağılmasını önleme amaçlıdır.

Tabi ki tüm bunlar Fransız İhtilali ile beraber gelen milliyetçilik akımının önüne geçememiştir. Osmanlı İmparatorluğu altında yaşayan uluslar bağımsızlık için ayaklanmaya devam etmiştir. Dolayısıyla Osmanlıcılık akımı bir işe yaramamıştır.

2) İslamcılık (Ümmetçilik)

Bu düşünce akımı 19. yüzyılın sonlarına doğru 2. Abdülhamit ile beraber devletin resmi politikası haline getirilmiştir. Bir diğer adı Ümmetçilik olan bu fikir akımı kötü gidişatın sebebinin dinden uzaklaşma olduğunu savunmuştur. Her ne kadar Arap milliyetçiliğini ve dağılmayı önleyemese de İslamcılık akımı, Osmanlı devleti içinde yaşayan Müslümanları bir arada tutmayı hedeflemiş ve böylece devletin bütünlüğünü sağlamaya çalışmıştır. Peki başarılı olmuş mudur?

Tarih bilgilerimizi ve hafızamızı biraz zorlarsak 1. Dünya Savaşında İngilizlerle Araplar aralarında anlaşmış ve Osmanlıya karşı beraber savaşmıştır. Bu da gösteriyor ki İslamcılık düşüncesi başarısız olmuş bir fikir akımıdır.

3) Türkçülük

Osmanlı fikir akımları içinde işlediğimiz Osmanlıcılık ve İslamcılık politikaları çözüm olmayınca 20. Yüzyılın başlarında Türkçülük ön plana çıkmaya başlamıştır. Türkçülük, devletin kurtuluşunun milli değerlere bağlı kalmak olduğunu ve bu değerleri korumak olduğunu belirtmiştir.

Türkçülük akımının fikir babası Ziya Gökalp’tir.

Bu akımın öne çıkmasının sebebi , Osmanlı sınırları içinde yaşayan Türkleri milli değerler etrafında bir araya getirilerek dağılmayı önlemekti.

Bu akım dağılmayı yine önleyememiştir. Ancak Türkiye Cumhuriyeti’nin doğmasında çok etkili olacaktır.
Bazı aşırı Türkçüler olayı büyüterek dünyadaki tüm Türkleri bir bayrak altında toplama amacı olan Turancılığı savunmuşlardır. Her ne kadar Osmanlı’nın dağılmasına engel olamasa da Turancılık, 1. Dünya Savaşı’nda Kafkas Cephesi’nin açılma amaçlarından biri olmuştur. Diğer bir deyişle Kafkas Cephesi’nin açılış amaçlarından biri Turancılık düşünce akımını hayata geçirmekti.

4) Batıcılık

Bu fikir akımının temeli Lale Devri’ne kadar uzanmaktadır. Batıcılık, devletin bütünlüğünün ve kurtuluşunun ancak ve ancak Batının biliminden ve teknolojisinden faydalanarak bunları Osmanlı bünyesine alma ile olacağını savunmuştur. Tüm bunların doğrultusunda Batı tarzında yapılan yeniliklere öncelik verilmiştir. Diğer fikir akımları gibi bu düşünce de Osmanlı Devleti’ni kurtaramamıştır. Geç kalınması, tam olarak uygulanamayışı bunlarda etkendir.

Batılılaşma politikaları her ne kadar Osmanlı’yı kurtarmasa da, bu sırada elde edilen bilgi, birikim ve tecrübe modern Türkiye’nin doğuşuna katkı sağlayacaktır.

5) Adem-i Merkeziyetçilik (Teşebbüs-i Şahsi)

Adem-i Merkeziyetçilik akımı Osmanlı içinde yaşayan vatandaşlara geniş özgürlükler verilmesini ve çeşitli etnik grupların federasyon gibi kendi siyasal yapısı içinde yaşamalarını savunmaktadır.

Adem-i Merkeziyetçilik düşüncesinin önde gelen savunucusu aynı zamanda Osmanlı hanedanına mensup olan Prens Sabahattin’dir.

Kpss genel kültür Tarih dersine ait Osmanlı fikir akımları konusu tamamlanmıştır. Bir sonraki Tarih konusu Trablusgarp Savaşı olacaktır.

Bu yazı Osmanlı Fikir Akımları ilk olarak şurada görüldü: .

]]>
http://www.kpsskonu.com/genel-kultur/tarih/osmanli-fikir-akimlari/feed/ 22 4886
31 Mart Olayı http://www.kpsskonu.com/genel-kultur/tarih/31-mart-olayi/ http://www.kpsskonu.com/genel-kultur/tarih/31-mart-olayi/#comments Sun, 08 Nov 2015 11:42:53 +0000 http://www.kpsskonu.com/?p=4874 31 Mart Olayı (13 Nisan 1909) eski düzeni getirmek isteyen bazı kesimlerin Meşrutiyete karşı olmalarıyla çıkardığı ayaklanmalardan ibarettir. Bu amaçla bu kesimler Meşrutiyeti yıkmak ve eski düzen olan Mutlakiyet sistemini geri getirmek istemişlerdir. Kpss genel kültür Tarih konusu içinde işleyeceğimiz bu konudan önce 2. Meşrutiyet başlığını ele almıştık. Şimdi de yine 2. Abdülhamit döneminde gerçekleşen […]

Bu yazı 31 Mart Olayı ilk olarak şurada görüldü: .

]]>

31 Mart Olayı (13 Nisan 1909) eski düzeni getirmek isteyen bazı kesimlerin Meşrutiyete karşı olmalarıyla çıkardığı ayaklanmalardan ibarettir. Bu amaçla bu kesimler Meşrutiyeti yıkmak ve eski düzen olan Mutlakiyet sistemini geri getirmek istemişlerdir. Kpss genel kültür Tarih konusu içinde işleyeceğimiz bu konudan önce 2. Meşrutiyet başlığını ele almıştık. Şimdi de yine 2. Abdülhamit döneminde gerçekleşen ve sonucunda yerine 5. Mehmet Reşat’ın getirileceği 31 Mart Olayı konusunu işleyeceğiz.

31 Mart Olayı (13 Nisan 1909)

2. Meşrutiyetin ilanında etkisi bulunan İttihat ve Terakki Cemiyetinin savunucularından oluşan İttihat ve Terakki Partisi meclisin açılmasından sonra iktidara bir türlü yerleşememiştir ve bunun sonucunda parti içinde ayrılıklar baş göstermiştir. Dolayısıyla parti içinde muhalefet oluşmaya başlamış ve bu, ülkede siyasi çatışmalara sebep olmuştur. Bunlarla beraber gelen toprak kayıpları da doğal olarak ülkede olumsuz bir hava yaratmıştır.

Tüm bu durumları fırsat olarak gören Volkan Gazetesi Baş Yazarı Derviş Vahdet ve ek olarak Ahrar Partisi kışkırtmalar yaparak olayları körüklemişlerdir. Dolayısıyla İstanbul’da artık asayiş ve düzen bozulmuştur. Bozulan asayişi düzeltmek amacıyla İttihat ve Terakkiciler o dönemde Makedonya’da bulunan Avcı Taburları‘nı İstanbula’a getirmişlerdir. Fakat ne enteresandır ki Avcı Taburları’nın kafalarına göre hareket etmeleri, disiplinsiz tavırları bastırmak istedikleri karışıklığı daha da arttırmıştır. Böylece eski düzeni getirmek isteyenler isyanı başlatmıştır. İttihatçıların kendi elleriyle getirttiği Avcı Tabuları’ndan bir grup bile bu isyana destek vermiştir. Meclis önünde toplanan isyancılar bazı subay ve gazetecileri öldürmüşlerdir.

2. Meşrutiyet’in başından itibaren dikkat ederseniz hemen hemen tüm olayların içinde ittihatçılar yer almaktadır. 
31 Mart Vakası Türk Tarihinde rejimi değiştirmeye yönelik ilk ayaklanma özelliğini taşımaktadır. İleriki konularda işleyeceğimiz Şey Sait İsyanı (1925) ve Menemen Olayı (1930) da rejimi değiştirmeye yönelik isyan özelliğiyle 31 Mart Olayı ile benzerlik taşımaktadır.
Soru: 13 Nisan 1909’da gerçekleşmesine rağmen Neden 31 Mart olayı olarak anılmaktadır?

Cevap: Çünkü Rumi Takvim’e göre, yani o dönemde kullanılan takvime göre tarihler 31 Mart 1925’i göstermekteydi. Bu yüzden 31 Mart Olayı olarak anılmaktadır.

İsyanlar artmış, meclis önünde subaylar öldürülmüş ancak 2. Abdülhamit bunları önlemeye yönelik ve isyanı bastırmaya yönelik bir tedbir almamıştır. Bunun üzerine İttihat ve Terakki Partisi Selanik’te hazırladığı Hareket Ordusu‘nu İstanbula getirterek İsyanı bastırmıştır.

Hareket Ordusu’nun Komutanı Mahmut Şevket Paşa, Kurmay Başkanı ise bundan sonra tarih sahnesinde sık sık göreceğimiz Mustafa Kemal‘dir.

31 Mart Olayı’nın Sonuçları

  • 2. Abdülhamit isyana müdahil olmaması ve ayaklanmada rolü olduğu gerekçesiyle tahttan indirilmiş ve yerine 5. Mehmet Reşat getirilmiştir.
Meclis kararı ile tahttan indirilen ilk padişah 2. Abdülhamit olmuştur. İleride işleyeceğimiz konularda meclis kararı ile tahttan indirilen indirilen ikinci padişah ise Sultan Vahideddin olan bilinen 6. Mehmet olacaktır.
  • İttihat ve Terakki Partisi yönetimde artık daha etkili olmuştur. Dolayısıyla padişahın yönetimdeki etkinliği azalmıştır.
  • Bazı demokratik adımlar adına Anayasada değişiklikler yapılmış ve padişahın yetkileri kısıtlanmıştır. Dolayısıyla Kanun-u Esasi ilk hali, yani 1. Meşrutiyetten farklı olarak 1909 yılında bazı değişikliklere uğramıştır. Peki 31 Mart Olayı ile 1909 yılında yapılan bu değişiklikler nelerdir? Hemen sıralayalım :
  1. Artık kanun teklifi padişahın iznine bağlı değildir.
  2. Padişah bundan sonra mahkeme kararı olmadan sürgün yetkisi veremeyecekti.
  3. Hükumet artık padişaha değil, meclise karşı sorumlu olacak.
  4. Padişahın olağanüstü hallerde meclisi kapatma yetkisi daha çok kısıtlanmıştır. Dikkat edelim kapatma yetkisi hala var ancak daha çok kısıtlanmış.

Kpss genel kültür Tarih konumuza ait 13 Nisan 1909 yılında gerçekleşen 31 Mart Olayı ile ilgili konu anlatımımız tamamlanmıştır. Bir sonraki Tarih konusu Osmanlı Fikir Akımları olacaktır.

Bu yazı 31 Mart Olayı ilk olarak şurada görüldü: .

]]>
http://www.kpsskonu.com/genel-kultur/tarih/31-mart-olayi/feed/ 32 4874
2. Meşrutiyet (23 Temmuz 1908) http://www.kpsskonu.com/genel-kultur/tarih/2-mesrutiyet-ilani/ http://www.kpsskonu.com/genel-kultur/tarih/2-mesrutiyet-ilani/#comments Sat, 31 Oct 2015 00:38:54 +0000 http://www.kpsskonu.com/?p=4869 2. Meşrutiyet KPSS genel kültür tarih konusu içinde işlenmektedir. 1. Meşrutiyet ile karıştırılmasından dolayı KPSS sorularında genelde ikisi şıklar içinde verilir. Bu yüzden tarih ve olaylar ile kimin zamanında gerçekleştiğine dikkat etmemiz gerekiyor. Böylece bu iki konuyu kronolojik olarak  hafızamızda yer edindirebiliriz. Bir önceki tarih konumuz 19. yüzyıl Osmanlı siyasi gelişmeleriydi. Şimdi 2. Meşrutiyet konusunu detaylarıyla inceleyelim. 2. Meşrutiyet Bir önceki […]

Bu yazı 2. Meşrutiyet (23 Temmuz 1908) ilk olarak şurada görüldü: .

]]>

2. Meşrutiyet KPSS genel kültür tarih konusu içinde işlenmektedir. 1. Meşrutiyet ile karıştırılmasından dolayı KPSS sorularında genelde ikisi şıklar içinde verilir. Bu yüzden tarih ve olaylar ile kimin zamanında gerçekleştiğine dikkat etmemiz gerekiyor. Böylece bu iki konuyu kronolojik olarak  hafızamızda yer edindirebiliriz. Bir önceki tarih konumuz 19. yüzyıl Osmanlı siyasi gelişmeleriydi. Şimdi 2. Meşrutiyet konusunu detaylarıyla inceleyelim.

2. Meşrutiyet

Bir önceki konudan bildiğimiz üzere Osmanlı, 19. yüzyılda toprak bütünlüğünü koruma çabası içindeydi. Fakat durum böyle olmadı. Özellikle istibdat döneminde artan toprak kayıpları ülkeyi tedirginliğe sürüklemişti. Ekonomik sıkıntılarla beraber özgürlüklerin kısıtlanması 2. Abdülhamit’e karşı muhalefeti arttırmıştı. Diğer yandan Jön Türkler bazı cemiyetler kurarak meşrutiyetin yeniden ilan edilmesi için çaba göstermişlerdir.

Jön Türklerin meşrutiyeti istemelerindeki temel amaç anayasal yönetime tekrar geçilmesini sağlamaktır.
Mustafa Kemal Paşa da Harp Akademisini bitirdikten sonra ilk görev yeri olan Şam’da Vatan ve Hürriyet Cemiyeti‘ni arkadaşlarıyla birlikte kurmuştur. Burayı aklımızda tutalım çünkü cemiyetlerle ilgili KPSS‘de sorular çıkmaktadır.

İttihat ve Terakki Cemiyeti

Meşrutiyetin ilan edilmesini hedefleyen cemiyetlerden İttihad-i Osmaniye (Jön Türkler tarafından kurulan) ve Osmanlı Hürriyet cemiyetleri bir araya gelerek İttihat ve Terakki Cemiyeti‘ni kurmuşlardır.

İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin 2. Meşrutiyet’in ilanında etkisi nedir?

Bu cemiyet Osmanlı ordusunda geniş bir taraftar kitlesine sahip olmuştu. Bu yüzden 2. Meşrutiyetin ilan edilmesi için baskı direkt olarak ordudan gelmeye başlamıştır. Eğer bir ülkedeki iç karışıklıkta ordu yanınızda ise büyük avantaj sahibisiniz demektir. Çünkü yönetime karşı olan sadece halk değil ve bu durum herhangi bir ülkede dahi yöneticileri tedirgin etmeye yeter.

2. Meşrutiyet’in ilan edilmesinde Reval Görüşmelerinin etkisi var mı?

Evet, dolaylı olarak vardır. 1908 yılının Haziran ayında İngiltere ile Rusya arasında Reval Görüşmeleri gerçekleşmiştir. Bu görüşmelerin sonucunda İngiltere, Rusya’nın Boğazlar ve Balkanlar politikalarına artık karışmayacaktı. Dolayısıyla ufukta Rusya tehdidi gözükmekteydi. Bu durum İttihatçıları daha da tedirgin etmiş ve 2. Meşrutiyet’in ilanı konusunda baskısını arttırmasına sebep olmuştur.

2. Meşrutiyet’in ilanı için Hürriyet Tabuları İttihatçılar tarafından kurulmuş ve cemiyetin önde gelenlerinden Resneli Niyazi Bey bu taburla dağa çıkmıştır. Resneli Niyazi Bey’e Enver Bey de katılmıştır. Tüm bunlarla beraber ittihatçılar Selanik Hükumet Konağını işgal etmiştir.

Tüm bu gelişmelerden  ve askeri ayaklanmaların bütün ülkeye yayılmasından çekinen 2. Abdülhamit Anayasayı yeniden yürürlüğe koymuştur ve nihayet 23 Temmuz 1908 yılında Meşrutiyet yeniden ilan edilmiştir.

Peki 2. Meşrutiyet’in ilanı Osmanlı açısından iyi mi olmuştur yoksa kötü mü olmuştur? Kurulan bazı cemiyetler belki bir uyanışı temsil edebilir fakat 2. Meşrutiyet sonrası çıkan karışıklıklar da göze çarpmaktadır. Dolayısıyla bu soruya farklı açılardan bakılarak cevap verilebilir. Bu yüzden ÖSYM içinde farklı yorumlar barındıracağı için bu soruyu böyle sormaz. Ancak şu şekilde sorabilir:

2. Meşrutiyetin ilanından sonra bazı karışıklıklar yaşanmıştır. Aşağıdaki olaylardan hangisinde bu karışıklıkların etkisi olabilir?

  • 5 Ekim 1908’de Bulgaristan bağımsızlığını ilan etmiştir.
  • 6 Ekim 1908’de Avusturya – Macaristan İmparatorluğu’nun Bosna Hersek’i kendi topraklarına kattığını ilan etmiştir.
  • 6 Ekim 1908’de Girit kendisinin Yunanistan’a katıldığını ilan etmiştir.

Yukarıdaki olayların hepsinde 2. Meşrutiyet sonrası karışıklığın etkisi bulunmaktadır. Zaten bu tip sorularda cevaplardaki olayların gerçekleştiği zamana bakarsanız, tarihlerden yola çıkarak da cevap vermeniz mümkündür. Konu başında bahsettiğimiz kronolojik sıralamadan kastımız da buydu.

Kpss Genel Kültür Tarih dersine ait 2. Meşrutiyet konusu tamamlanmıştır. Bir sonraki Tarih konumuz 31 Mart Olayı olacaktır.

Bu yazı 2. Meşrutiyet (23 Temmuz 1908) ilk olarak şurada görüldü: .

]]>
http://www.kpsskonu.com/genel-kultur/tarih/2-mesrutiyet-ilani/feed/ 11 4869
19. Yüzyıl Osmanlı Siyasi Gelişmeleri http://www.kpsskonu.com/genel-kultur/tarih/19-yuzyil-osmanli-siyasi-gelismeleri/ http://www.kpsskonu.com/genel-kultur/tarih/19-yuzyil-osmanli-siyasi-gelismeleri/#comments Fri, 30 Oct 2015 06:14:11 +0000 http://www.kpsskonu.com/?p=4862 19. Yüzyıl Osmanlı Siyasi Gelişmeleri içinde Fransız İhtilali ve Sanayi Devrimi sonucu ortaya çıkan ayaklanmalar, isyanlar, antlaşmalarla özerklik ve bağımsızlık kazanan ülkelere değineceğiz. Kpss genel kültür tarih dersinde yer alan Yeni ve Yakın çağda görülen bazı olayları (Rönesans, Fransız İhtilali, Sanayi Devrimi vs.) ise önümüzdeki konularda ele alacağız. Bir önceki konumuzda 1. Meşrutiyet başlığını ele […]

Bu yazı 19. Yüzyıl Osmanlı Siyasi Gelişmeleri ilk olarak şurada görüldü: .

]]>

19. Yüzyıl Osmanlı Siyasi Gelişmeleri içinde Fransız İhtilali ve Sanayi Devrimi sonucu ortaya çıkan ayaklanmalar, isyanlar, antlaşmalarla özerklik ve bağımsızlık kazanan ülkelere değineceğiz. Kpss genel kültür tarih dersinde yer alan Yeni ve Yakın çağda görülen bazı olayları (Rönesans, Fransız İhtilali, Sanayi Devrimi vs.) ise önümüzdeki konularda ele alacağız. Bir önceki konumuzda 1. Meşrutiyet başlığını ele almıştık. Şimdi de 19. Yüzyıl Osmanlı Siyasi Gelişmeler konusunu irdeleyeceğiz.

19. Yüzyıl Osmanlı Siyasi Gelişmeleri

19. Yüzyıl Osmanlı siyasi gelişmeleri denilince aklımıza gelecek olan ilk ve en önemli unsur ‘’Osmanlı’nın toprak bütünlüğünü korumak için çaba göstermesi’’ olmalıdır. Bu yüzyıl Osmanlı açısından ve bu konuyu anlamaya çalışan öğrenciler açısından biraz can sıkıcıdır. Ayaklanmalar, isyanlar, arkadan vurmalar, ihanetler, entrikalar…. Bir konuyu bırakın kitaplara sığamayacak olaylardan ibarettir 19. Yüzyıl.

İki önemli olay Fransız İhtilali ve Sanayi Devrimi, 19. Yüzyılın Osmanlı için berbat bir yüzyıl olmasına sebep olmuştur.

Fransız İhtilali’nin Osmanlıya zararı nelerdir?

Fransız İhtilali milliyetçilik akımını getirmiştir. Bu akım ile azınlıklar isyan bayraklarını çekmişler. Bu isyanları önlemek için Osmanlı sosyal, idari ve askeri alanlarda yenilik ve düzenlemelere gitmiştir. Peki isyan bayrakları aşağı çekildi mi? Hayır. ‘’Belki bu sorunu Avrupalı devletlerin desteğiyle atlatabilirim.’’ diyen Osmanlı İmparatorluğu, Avrupalı devletlerin kendi içişlerine karışmasına da sebebiyet vermiştir.

Sanayi Devrimi’nin Osmanlıya zararı nelerdir?

Sanayi Devrimi ile Avrupalı devletlerinin ekonomisi büyümüştür. Ancak sanayileşemeyen Osmanlının ekonomisi çökme noktasına gelmiştir. Kapitülasyonların etkisiyle Avrupalı devletlerin gözünde bir pazar haline gelen Osmanlı’da üretim azalmış, küçük olan işletmeler kapanmış, loncaların eski önemi kaybolmuş ve tüm bunlar işsizliğin artmasına yol açmıştır. Karnı tok ama gözü aç olan Fransa ve İngiltere Osmanlı’nın Orta Doğu ve Afrika’daki topraklarını ham madde arayışı sebebiyle işgal etmişlerdir.

Kapitülasyon: Bir devletin başka bir devlete belirli bir anlaşma koşuluyla ekonomik ayrıcalık vermesidir. Bir koşula bağlı olarak belirli ülke vatandaşlarına ticari ayrıcalıklar verilmesi de bir kapitülasyon örneğidir.

19. Yüzyıl Ayaklanma ve İsyanlar

Sırpların Ayaklanması

  • İlk ayaklanan ulustur.
  • Fransız İhtilali ile beraber gelen milliyetçilik akımı Balkanlarda yer alan Sırpların ayaklanmasında ana sebeptir.
  • 1812 Bükreş Antlaşması ile bazı ayrıcalıklar elde etmişlerdir.
  • 1829 Edirne Antlaşması ile özerklik elde etmişlerdir.
  • 1878 Berlin Antlaşması ile de bağımsızlığını kazanmıştır.

Yunanların Ayaklanması

  • İngiltere, Fransa ve Rusya’nın desteğini alarak ayaklanmışlardır.
  • Yunanlılar Osmanlıdan ayrılarak bağımsızlığını kazanan ilk ulus olma özelliğini de taşımaktadır.
  • Yunan isyanı sırasında1827 yılında Fransa, İngiltere ve Rusya Navarin Olayı ile Osmanlı donanmasını yakmışlardır.

Kavalalı Mehmet Ali Paşa İsyanı

Yunanlılar isyan ederken Osmanlıya yardım eden fakat bazı isteklerde bulunan zamanın Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa, bu istekleri kabul görmeyince isyan etmiştir. Bu isyanı bastırmakta zorlanan Osmanlı Rusya’dan yardım istemiştir. Ruslar donanmalarıyla İstanbul’a gelmiş, aynı zamanlarda İngiltere ve Fransa da olaya müdahale edince bu olay uluslar arası bir boyut kazanmış. Tüm bu baskılara dayanamayan ve barışa razı olan Mehmet Ali Paşa ile 1833 Kütahya Antlaşması imzalanmıştır.

Bir zaman sonra tekrar ayaklanan Mehmet Ali Paşa ile 1840 Londra Antlaşması imzalanmıştır. Bu anlaşmaya göre Mısır Osmanlı’ya bağlı kalacak ancak yönetimi Mehmet Ali Paşanın oğullarına kalabilecekti.
Yukarıdaki ayaklanmaları ve özellikle Kavalalı Mehmet Ali Paşa isyanını göz önünde bulundurursak, Osmanlının yardım almadan ve taviz vermeden bunların üstesinden gelemediğini görmekteyiz. Bu olaylar zamanında kıtalara hükmeden bir imparatorluk için dayanılmaz bir durumdu.

Hünkar İskelesi Antlaşması ve Boğazlar Sorunu

  1. Yüzyıl Osmanlı Siyasi gelişmelerine Rusya ile devam eden siyasi ilişkilerle devam edelim. 1833 Kütahya Antlaşması’ndan sonra kendisini güvence altına almak isteyen Osmanlı, Rusya ile 1833 Hünkar İskelesi Antlaşmasını imzalamıştır. Bu antlaşmanın önemli yerleri şunlardır:
  • Osmanlı herhangi bir saldırıya maruz kalırsa Rusya Osmanlı’ya yardım edecek.
  • Osmanlı Rusya’ya karşı bir saldırı olursa boğazları kapatacak.
  • Antlaşma 8 yıl süreliydi ve Avrupalı devletlerin tepkisini çekmişti.
Boğazlar Sorunu: Rusların boğazlarda ayrıcalık elde etmesi Fransa ve İngiltere’yi tedirgin etmişti. Buna bağlı olarak boğazlar sorunu ortaya çıkmıştı. Boğazlardaki egemenlik hakkının tamamen Osmanlıya verilmesi ise 1841 Londra Boğazlar Konferansı’nda imzalanan sözleşme ile olacaktı.

1838 Balta Limanı Antlaşması

  • Osmanlı ile İngiltere arasında imzalanan bir ticaret antlaşmasıdır.
  • İngiltere’ye yüksek derecede ekonomik ayrıcalıklar verilmiştir. Amaç ise İngiltere’nin desteğini almaktır.
  • Osmanlı açık bir pazar haline getirilmiştir.
  • Bu antlaşmayla gümrük vergileri çok azalmıştır.

Paris Barış Konferansı ve Paris Antlaşması

1853-56 yılları arasında Osmanlı ile Rusya arasında çıkan Kırım Savaşı ile Rusya Sinop’ta Osmanlıya ait donanmayı yakmıştır. İngiltere, Fransa ve İtalya Rusya’nın boğazlara hakim olacağını düşünerek Osmanlı’nın yanında savaşa girmiştir. Böylece Rusya barış yapmak zorunda kalmış ve Paris Barış Konferansı toplanmıştır.  Bu konferans sonucunda da Paris Antlaşması imzalanmıştır. Bu Antlaşmanın önemli yerleri şunlardır:

  • Osmanlı’nın toprak bütünlüğünün korunacağı belirtilmiştir.
  • Osmanlı’nın Avrupa Devletler Hukukundan yararlanması kabul edilmiştir.
  • Osmanlı Devleti ilk kez bir Avrupa Devleti sayılmıştır.
  • Karadeniz’in tarafsız olması ve her iki tarafında donanma ya da tersane bulundurmaması üzerine anlaşılmıştır.
Osmanlı kazanmasına rağmen yenik devlet gibi muamele görmüştür.
Paris Antlaşması ile Osmanlı kendi toprak bütünlüğünü koruyamadığını kabul etmiştir.

Bu yüzyılda Rusya, Tanzimat ve Islahat Fermanı’nda yer alan ayrıcalıkları yeterli bulmamıştır. Osmanlı içinde yer alan etnik unsurlardan yararlanmak için cemaatlerin milliyet esasına göre teşkilatlandırılmasını istemiştir. (Görüldüğü üzere Rusya artık talepte de sınır tanımamaktadır.)

Bu konuda yer alan Osmanlı donanmalarının yanmasına değinmişken önemli bir not geçelim. Osmanlı Donanmaları toplamda 4 sefer önemli şekilde yanmıştır. Bunlar:

  • 1571 İnebahtı (Haçlılar tarafından)
  • 1770 Çeşme Savaşı (Ruslar tarafından)
  • 1827 Navarin (İngiliz, Fransız ve Ruslar tarafından)
  • 1853 Kırım Savaşında Sinop donanmasının yanması (Yine Ruslar tarafından).

Tersane Konferansı ve Londra Konferansı

Balkanların durumu görüşülmek üzere 1876 yılında Tersane Konferansı düzenlenmiştir. Bosna Hersek ve Bulgaristan’a özerklik verilmesi, Sırbistan ve Karadağ’dan Osmanlı kuvvetlerinin çekilmesi kararlaştırılmıştır.

1877 yılında düzenlenen Londra Konferansı’na göre ise Bosna Hersek ve Bulgaristan’a yeni haklar verilmesi ve ıslahatların Avrupalı devletlerce denetlenmesi kararlaştırılmıştır. Bu iki konferansta alınan kararlar Osmanlı Devleti tarafından içişlerine müdahale olarak görülmüş ve kabul edilmemiştir.

Rusya ilk defa 1774 yılında Küçük Kaynarca Antlaşması ile Osmanlı içindeki Ortodokslara müdahil olarak Osmanlı’nın içişlerine karışmıştır.

Ayestefanos (Yeşilköy) Antlaşması ve Berlin Antlaşması

Tersane ve Londra Konferanslarındaki kararları kabul etmeyen Osmanlıya Karşı Ruslar savaş açmıştır. Bu savaş daha önceden işlediğimiz 93 Harbi’dir. Ruslar büyük bir başarı elde edince Osmanlı barış istemek zorunda kalmıştır. İki taraf arasında Ayestefanos Antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşmayla Avrupalı devletler (İngiltere, Avusturya ve Almanya) Rusya’nın Balkanlardaki hakimiyetinin genişleyeceğini düşünerek karışı çıkmışlar ve yeni bir anlaşma ortaya çıkmıştır.

Her ne kadar 93 Harbi’nde Osmanlı yenilse de, Osman Paşa Plevne’de büyük bir savunma örneği göstermiştir. Ayrıca Aziziye Tabyası, Nene Hatun’un gayretleriyle ve halkın da yardımıyla Erzurum’u korumayı başarmıştır. Böylece Rusya’nın Erzurum’u alma çabası Aziziye Tabyası’nın direnişi ile sonuçsuz kalmıştır.
Ayestefanos Antlaşmasından sonra Osmanlı Devleti olası bir Rus saldırısına karşı kendisini koruması amacıyla 1878 yılında Kıbrıs Adası’nın yönetimini İngiltere’ye vermiştir. Fakat İngiltere burayı askeri bir üs haline getirmiş ve 1. Dünya Savaşı sırasında da adayı kendisine kattığını ilan etmiştir.

Bir derede iki balık kavga ediyorsa bilin ki oradan ince uzun bacaklı bir İngiliz geçmiştir. (Kızılderili Atasözü.)

Ayestefanos Antlaşmasını iptal ettiren Avrupalı Devletlerin çabasıyla Berlin’de düzenlenen konferansla beraber Berlin Antlaşması imzalanmıştır. Bu anlaşmayla:

  • Sırbistan, Karadağ ve Romanya bağımsız olmuştur.
  • Kars, Ardahan ve Batum Rusya’ya verilmiştir.
  • İlk kez Ermeni Sorunu ortaya çıkmıştır.
Ayestefanos Antlaşması imzalandığı halde yürürlüğe giremeyen yani ölü doğan bir antlaşmadır. Bu yapısı ile Sevr Antlaşmasına benzemektedir.

Duyun-u Umumiye İdaresi

Osmanlı dış borçlarını ödeyememesi sonucu Muharrem Kararnamesi ile 1881 yılında Duyun-u Umumiye İdaresi kurulmuştur. Genel Borçlar İdaresi olarak bilinen bu kurum, devletin bazı gelirlerine el koyarak borçların doğrudan buradan ödenmesini hedeflemiştir.

Duyun-u Umumiye İdaresi’nin kurulması sonucu Osmanlı Devleti’nin ekonomisi artık tamamen yabancı devletlerin denetimi altına girmiştir.

19. Yüzyıl Osmanlı Siyasi Gelişmeleri konusun son kısmına geldik. 1878 yılı ve sonrası önemli siyasi olayları sıralayalım:

  • 1878 yılında Bosna Hersek yönetimi Avusturya – Macaristan İmparatorluğuna bırakılmıştır.
  • 1881 yılında Fransa Tunus’u işgal etmiştir.
  • 1882 yılında İngiltere Mısır’ı işgal etmiştir.
  • Girit Adası ayaklanmış ve Yunanistan’a katılmaya çalışılmış. 1868 yılında Girit’e Halepa Fermanı ile ayrıcalıklar verilse de 1896 yılında yine ayaklanmıştır.
  • 1897 yılında Yunanistan’ın Girit Adası’nı işgel etmeye başlamasıyla Osmanlı ile Yunanistan arasında Dömeke Savaşı başlamış ve bu savaşı Osmanlı kazanmıştır.
  • Osmanlı İstanbul Antlaşması ile Girit Adasını bir süreliğine elinde tutmayı başarmıştır.

Kpss genel kültür Tarih dersinde 19. Yüzyıl Osmanlı Siyasi Gelişmeleri konusunu inceledik. Bir sonraki Kpss Tarih konumuz 2. Meşrutiyet olacaktır.

Bu yazı 19. Yüzyıl Osmanlı Siyasi Gelişmeleri ilk olarak şurada görüldü: .

]]>
http://www.kpsskonu.com/genel-kultur/tarih/19-yuzyil-osmanli-siyasi-gelismeleri/feed/ 12 4862
I. Meşrutiyet http://www.kpsskonu.com/genel-kultur/tarih/mesrutiyet/ http://www.kpsskonu.com/genel-kultur/tarih/mesrutiyet/#comments Wed, 11 Feb 2015 18:44:35 +0000 http://www.kpsskonu.com/?p=3036 I. Meşrutiyet konumuzda I. Meşrutiyet’in ilanı ve II. Abdülhamit dönemini inceleyeceğiz. Islahat ve Tanzimat fermanlarının yayınlanmasının ardından sona ermeyen ülke, yönetim, ekonomi ve dış ülkeler ile olan sorunlar sona ermemiş, ülke yönetimi üzerinde baskılar artmıştır. Bu sorunların çözümü için meşrutiyetin ilan edilmesi baskıları artmıştır. Önceki konumuzda Tanzimat Dönemini incelemiştik. Sıradaki kpss tarih dersi konumuz ise […]

Bu yazı I. Meşrutiyet ilk olarak şurada görüldü: .

]]>

I. Meşrutiyet konumuzda I. Meşrutiyet’in ilanı ve II. Abdülhamit dönemini inceleyeceğiz. Islahat ve Tanzimat fermanlarının yayınlanmasının ardından sona ermeyen ülke, yönetim, ekonomi ve dış ülkeler ile olan sorunlar sona ermemiş, ülke yönetimi üzerinde baskılar artmıştır. Bu sorunların çözümü için meşrutiyetin ilan edilmesi baskıları artmıştır. Önceki konumuzda Tanzimat Dönemini incelemiştik. Sıradaki kpss tarih dersi konumuz ise I. Meşrutiyet  olacaktır.

I. Meşrutiyet

Avrupa’ ya eğitim için giden öğrencilerden aydın bir sınıf oluşmuş ve bunlara Jön Türkler (Genç Türkler veya Genç Osmanlılar) denmiştir. Bu grupta Namık Kemal, Ziya Paşa, Mithat Paşa ve Hüseyin Avni gibi aydınlar bulunuyordu. Jön Türkler devletin içinde bulunduğu durumdan ve yaşadığı sorunlardan ancak meşrutiyetin ilanı ile kurtulacağını savunuyordu.

Fransız ihtilali ile yaygınlaşan Ulusçuluk (Milliyetçilik) anlayışı ile iç isyanlar başlamıştır. Bu isyanlar devletin parçalanmasına ve yabancı ülkelerin iç işlerimize karışmasına neden olmuştur. Jön Türkler Osmanlı halkının kurtuluşunun Osmanlıcılık ruhu ve vatandaşlık bilinci ile etrafında birleştirerek azınlıkların yönetime katılması ile olacağını savunmuştur. Bu amaçla padişah Abdülaziz’e baskı yapan Jön Türkler, Abdülaziz kabul etmeyince Şeyhülislamdan fetva alarak tahtan indirip yerine V. Murat ‘ı tahta geçirdiler. Ancak V. Murat’ı da devleti yönetecek yeterlilikte görmedikleri için akli dengesi yerinde olmadığı gerekçesi ile tahtan indirerek yerine II. Abdülhamit’i geçirmişlerdir. II: Abdülhamit’i tahta geçirmeden önce meşrutiyeti ilan etme şartını kabul ettirmişlerdir. Tahta geçen II. Abdülhamit Belçika ve Prusya anayasalarını örnek alarak Kanun-i Esasiye anayasasını hazırlatmış ve 23 Aralık 1876 tarihinde meşrutiyeti ilan etmiştir.

Meşrutiyetin ilanı ile ilk defa parlamenter sisteme geçilmiş ve ilk kez anayasa ilan edilmiştir. İlk defa halk yönetime katılmış ve anayasal bir yönetim başlamıştır. I. Meşrutiyete göre yasama yetkisi meclise aittir. Kanun teklifi padişahın izni ile sadece hükümete aitti. Yürütme görevi ise padişahın seçmiş olduğu hükümete aitti. Hükümet padişaha karşı sorumluydu. Kanunlar ancak padişahın onayı ile yürürlüğe girebilirdi. Padişah mahkeme kararına ihtiyaç duymadan sürgüne gönderebilir ve olağan üstü durumlarda meclisi kapatabilirdi.

Meşrutiyetin ilanında etkili olan nedenlerden biri de İstanbul Konferansı kararlarını etkilemek olmuştur. Osmanlı meclisi Meclis-i Ayan (Ayanlardan oluşan meclis) ve Meclis-i Mebusan (Halk tarafından 4 yılda bir seçilen meclis)  olarak iki gruptan oluşuyordu.

II. Abdülhamit 1877-1878 Osmanlı – Rus Savaşını (93 Harbi) bahane ederek meclisi kapatmıştır. Fakat savaşın bir yıl sonra bitmesine rağmen meşrutiyet ilan edilmemiş İstibdat adı verilen yönetim anlayışı ile 30 yıl boyunca ülkeyi yönetmiştir. Bu dönemde Sanayi Nefise Mektebi, Baytar Mektebi, Halkalı Ziraat Mektebi açılmıştır. Duyun-ı Umumiye İdaresi ve tütün üretimini arttırmak için Reji idaresi kurulmuştur.

Kpss genel kültür tarih dersi I. meşrutiyet konusunu tamamladık. Bir sonraki tarih dersi konumuz ise 19. Yüzyıl Osmanlı Siyasi Gelişmeler olacaktır.

Bu yazı I. Meşrutiyet ilk olarak şurada görüldü: .

]]>
http://www.kpsskonu.com/genel-kultur/tarih/mesrutiyet/feed/ 9 3036
Seçim İlkeleri http://www.kpsskonu.com/genel-kultur/vatandaslik/secim-ilkeleri/ http://www.kpsskonu.com/genel-kultur/vatandaslik/secim-ilkeleri/#comments Sun, 18 Jan 2015 17:12:45 +0000 http://www.kpsskonu.com/?p=3022 Seçim İlkeleri konusunda ülkemizdeki seçimlere hakim olan ilkeleri, seçmen olabilme şartlarını, seçimin erkene alınması ve ertelenmesi, Türk seçim sistemleri konularının üzerinde duracağız. Ülkemizdeki seçim sürecinin nasıl geliştiği ve değiştiğini hep birlikte göreceğiz. önceki konumuzda Türkiye’de Seçimi işlemiştik. Sıradaki kpss vatandaşlık dersi konumuz ise Seçim İlkeleri olacak. Seçim İlkeleri  Seçimlerin Serbestliği:Bu ilke vatandaşların hiçbir baskı ve […]

Bu yazı Seçim İlkeleri ilk olarak şurada görüldü: .

]]>

Seçim İlkeleri konusunda ülkemizdeki seçimlere hakim olan ilkeleri, seçmen olabilme şartlarını, seçimin erkene alınması ve ertelenmesi, Türk seçim sistemleri konularının üzerinde duracağız. Ülkemizdeki seçim sürecinin nasıl geliştiği ve değiştiğini hep birlikte göreceğiz. önceki konumuzda Türkiye’de Seçimi işlemiştik. Sıradaki kpss vatandaşlık dersi konumuz ise Seçim İlkeleri olacak.

Seçim İlkeleri 

Seçimlerin Serbestliği:Bu ilke vatandaşların hiçbir baskı ve zorlama olmadan oy kullanabilmelerini  ifade eder. Ama anayasamız ‘’mecburi’’ oy sistemini kabul etmiştir.

Genel Oy İlkesi: Maddi ve cinsiyet gibi farklılıklarına bakılmaksızın tüm vatandaşların oy hakkına sahip olmasını ifade eder.

Eşit Oy İlkesi:Her seçmenin bir tek oya sahip olmasıdır.

Tek Dereceli Seçim İlkesi:Tek dereceli seçim,seçmenlerin temsilcileri aracısız yani doğrudan seçmesidir.

Gizli Oy İlkesi: Oyun gizli olarak verilmesi, kullanılmasıdır.

Açık Sayım ve Döküm İlkesi: Oyların sayımının açık olarak yapılmasıdır.

Seçmen olabilme şartları:

  • TC vatandaşı olmak
  • 18 yaşını doldurmuş olmak
  • Seçmen kütüğünde kaydı bulunmak
  • Kısıtlı olmamak
  • Kamu hizmetlerinde yasaklı olmamak

Seçimin Erkene Alınması Durumu

TBMM seçimleri 2007 referandum değişikliğine göre 4 yılda bir yapılır. Fakat TBMM süre dolmadan seçimin yenilenmesine karar verebilir. Cumhurbaşkanının seçilememesi durumunda TBMM seçimleri tekrar yapılır.

Ayrıca yeni kurulan bakanlar kurulunun güvenoyu alamaması, gen soru sonucu yada görev sırasında Başbakanın güvenoyu isteminin red edilmesi, 45 gün içinde bakanlar kurulu kurulamaması ya da güven oyu alamaması durumlarında seçimin yenilenmesine karar verilir. Normal seçimlerden önce yapılan seçimlere erken genel seçim denir.

Seçimlerin Ertelenmesi

Savaş nedeni ile seçimler TBMM’nin kararı ile bir yıl sonraya ertelenebilir. Erteleme sebebi ortadan kalkmaz ise alınan karara göre erteleme işlemi tekrar edilir.

Ara Seçimler

TBMM üyelerinde gerçekleşen azalma ve boşalma halinde ara seçime gidilir. her seçim döneminde bir kez yapılabilir. Genel seçim üzerinden 30 ay geçmiş olması şartı vardır. Üye tam sayısının (550) %5’i oranında üyelik boşalırsa ara seçime 3 ay içinde gidilir. Fakat genel seçimlere 1 yıl kala ara seçim yapılamaz.

Türk Seçim Sistemleri

1983 yılında 2839 sayılı milletvekili seçimi kanununda genel baraj ve seçim çevresi barajı olarak iki farklı baraj bulunuyordu.

1986 yılında ise kontenjan barajı eklenmişti.

1995 yılında 4125 sayılı kanun ile seçim ve siyasi partiler kanunlarında değişikliğe gidilmiş ve kontenjan barajı kaldırılmıştır. Artık yeni kanunlara göre ülkemizde %10 ülke genel barajı yanı tek barajlı seçim sistemi kullanılmaktaydı.

Kpss genel kültür vatandaşlık dersi Seçim İlkeleri konusunu tamamlamış bulunuyoruz. Bir sonraki vatandaşlık dersi konumuz Siyasi Partiler olacaktır.

Bu yazı Seçim İlkeleri ilk olarak şurada görüldü: .

]]>
http://www.kpsskonu.com/genel-kultur/vatandaslik/secim-ilkeleri/feed/ 8 3022
Türkiye’de Seçim http://www.kpsskonu.com/genel-kultur/vatandaslik/turkiyede-secim/ http://www.kpsskonu.com/genel-kultur/vatandaslik/turkiyede-secim/#comments Sun, 11 Jan 2015 15:04:32 +0000 http://www.kpsskonu.com/?p=3007 Türkiye’de Seçim konusunda anayasaya göre ülkemizde seçim işlerinin yürütülmesi, yüksek seçim kurulu başlıklarını inceleyeceğiz. Hayatımızda bir çok kez karşılaştığımız seçim sürecinin işleyişini, kurallarını bu konu içerisinde değerlendireceğiz. Önceki konumuzda TBMM Başkanlık Divanını işlemiştik. Sıradaki kpss konumuz ise Türkiye’de Seçim olacaktır. Türkiye’de Seçim  Türkiye’de Seçimler, yargı organlarının yönetim ve denetimi altında yapılmaktadır. Seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin yönetimi ve […]

Bu yazı Türkiye’de Seçim ilk olarak şurada görüldü: .

]]>

Türkiye’de Seçim konusunda anayasaya göre ülkemizde seçim işlerinin yürütülmesi, yüksek seçim kurulu başlıklarını inceleyeceğiz. Hayatımızda bir çok kez karşılaştığımız seçim sürecinin işleyişini, kurallarını bu konu içerisinde değerlendireceğiz. Önceki konumuzda TBMM Başkanlık Divanını işlemiştik. Sıradaki kpss konumuz ise Türkiye’de Seçim olacaktır.

Türkiye’de Seçim 

Türkiye’de Seçimler, yargı organlarının yönetim ve denetimi altında yapılmaktadır. Seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemler, seçim süresince ve seçimden sonra seçim konularıyla ilgili tüm yolsuzlukları, şikayet ve itirazları inceleme, kesin karara bağlama ve TBMM üyelerinin seçim tutanaklarını kabul etme görevi Yüksek Seçim Kurulu’ nundur.

Yüksek Seçim Kurulu

Kurulun Oluşumu:

YSK yedi asıl ve dört yedek üyeden oluşur.

Üyelerin altısı Yargıtay, beşi Danıştay genel kurullarınca kendi üyeleri arasında seçilir. Bu üyeler, aralarında bir başkan ve bir başkanvekili seçerler. YSK’ ya Yargıtay ve Danıştay’dan seçilmiş üyeler arasından ad çekme ile ikişer yedek üye ayrılır. Seçilen Başkan ve Başkanvekili ad çekmeye girmezler.

Görevleri:

Seçimler ve halk oylamaları, YSK’nın genel yönetim ve denetimi altında yapılır. Seçim sonuçları ile milletvekili seçilenlerin adları Yüksek Seçim Kurulunca ilan edilir ve Resmi Gazete’de yayımlanır. YSK’nın karaları yargı yoluna kapalıdır. 2007 Referandum değişiklikleri ile artık Cumhurbaşkanı halk tarafından seçildiği için YSK  Cumhurbaşkanlığı seçim tutanaklarını da incelemeye yetkili kurul olmuştur.

Yüksek Seçim Kurulu Birimleri

İl seçim kurulu:İl merkezindeki en yüksek dereceli üç hakimden oluşur. En önemli görevi,il seçim çevresinde seçimin düzenli yürütülmesini sağlamaktır.
İlçe seçim kurulu :İlçedeki en yüksek dereceli hakim,başkan olur. Dört üye siyasi partilerden alınır;iki üye öğretmenler arasından seçilir. Bu kurulun görevi,ilçede seçimin düzenle yürütülmesini sağlamak ve seçim işlerini denetlemektir.
Sandık Kurulu:Bir başkan ve dört üyeden oluşur. İlçe seçim kurulunca iyi ün sahibi okur yazar olanlar arasından sandık kurulu başkanı seçilir. Üyelerden üçü siyasi partilerden alınır. Bir üye de ihtiyar heyeti veya ihtiyar meclisi üyeleri arasından ayrılır.
Seçmen Kütükleri:Seçim belgesi adı verilen her muhtarlıkta bir seçmen kütüğü düzenlenir. Seçme yeterliğine sahip olan her vatandaş konutunun bulunduğu veya en az üç aydan beri oturmakta bulunduğu mahalle muhtarlığının seçmen kütüğüne yazılır. Bu listeler ait olduğu seçim bölgesinde, halkın görüp okuyabileceği yerlere asılır. Yedi gün asılı kalır.

Kpss genel kültür vatandaşlık dersi Türkiye’de Seçim konusunu tamamladık. Bir sonraki vatandaşlık dersi konumuzda Seçim İlkelerini işleyeceğiz.

Bu yazı Türkiye’de Seçim ilk olarak şurada görüldü: .

]]>
http://www.kpsskonu.com/genel-kultur/vatandaslik/turkiyede-secim/feed/ 2 3007
TBMM Başkanlık Divanı http://www.kpsskonu.com/genel-kultur/vatandaslik/tbmm-baskanlik-divani/ http://www.kpsskonu.com/genel-kultur/vatandaslik/tbmm-baskanlik-divani/#comments Mon, 05 Jan 2015 16:45:55 +0000 http://www.kpsskonu.com/?p=2965 TBMM Başkanlık Divanı konumuzda, TBMM Başkanlık Divanını oluşumu, görev süresi, Meclis Başkanının görev ve yetkileri, TBMM’nin bilgi edinme ve denetim yollarını inceleyeceğiz. Önceki konumuzda TBMM’nin Görev Yetkileri konusunu işlemiştik. Sıradaki kpss coğrafya konumuz ise TBMM Başkanlık Divanı olacaktır. TBMM Başkanlık Divanı TBMM Başkanlık Divanı, meclis üyeleri arasından seçilen üyelerden oluşur. Başkanlık Divanı, mecliste bulunan siyasi parti […]

Bu yazı TBMM Başkanlık Divanı ilk olarak şurada görüldü: .

]]>

TBMM Başkanlık Divanı konumuzda, TBMM Başkanlık Divanını oluşumu, görev süresi, Meclis Başkanının görev ve yetkileri, TBMM’nin bilgi edinme ve denetim yollarını inceleyeceğiz. Önceki konumuzda TBMM’nin Görev Yetkileri konusunu işlemiştik. Sıradaki kpss coğrafya konumuz ise TBMM Başkanlık Divanı olacaktır.

TBMM Başkanlık Divanı

TBMM Başkanlık Divanı;

Meclis Başkanı

Başkanvekilleri

Katip üyeler

İdare amirlerinden oluşur.

TBMM Başkanlık Divanı, meclis üyeleri arasından seçilen üyelerden oluşur. Başkanlık Divanı, mecliste bulunan siyasi parti gruplarının üye sayısı oranında katılmalarını sağlayacak şekilde kurulur. Siyasi parti grupları Meclis Başkanlığı için aday gösteremezler.

TBMM Başkanlık Divanı Görev Süresi

Bir yasama yılı içinde 2 defa seçim yapılır. İlk seçilenlerin görev süresi 2 yıl, ikinci seçilenlerin görev süresi ise yasama döneminin sonuna kadardır. Başkan ve oturumu yöneten Başkanvekili oy kullanamaz.

Meclis Başkanlığı

Meclis başkanlığı seçimi 4 turda ve gizli oy ile yapılır. 1. ve 2. turda üye tam sayısının 2/3 çoğunluğu ile, 3. turda salt çoğunluk ile, 4. turda ise en çok oy alan iki aday arasında yapılan seçimle en fazla oyu alan adayın kazanması yolu ile yapılır. 2001 Anayasa değişikliği ile seçimlerin 5 gün içerisinde bitirileceği hükmü getirilmiştir.

Meclis Başkanı Görev ve Yetkileri

  • Meclisin temsili ve Meclis toplantılarına başkanlık edilmesi.
  • Cumhurbaşkanlığına vekillik etmek.
  • Tatil veya ara verme döneminde kendiliğinden veya 1/5 milletvekili isteği ile meclisi toplantıya çağırma.
  • Cumhurbaşkanı tarafından seçim yenileme kararı konusunda görüş belirtmek.
  • Seçim yenilenmesi kararının verilmesi durumunda geçici Bakanlar Kuruluna siyasi parti gruplarından alınacak bakan sayısını belirlemek.
  • Meclis sekreterine açılacak davada soruşturma izni vermek.
  •  Meclisin kolluk ve yönetim hizmetlerini yönetmek.
  • Meclis tutanak dergisini denetlemek.
  • TBMM komisyonlarını denetlemek.

TBMM’nin Bilgi Edinme Yolları

Soru

Bir konu üzerinde bilgi edinmek için milletvekillerinin Başbakan veya ilgili Bakana soru sormasıdır. Yazılı ve sözlü olarak iki türlüdür.

Meclis Araştırması

Bir konuda bilgi edinmek amacıyla milletvekillerinden oluşan bir komisyon tarafından yapılan incelemelerdir. Önce meclise önerge verilmesi gerekir. Cezalandırma yaratmayan denetleme yollarından biridir. Devlet sırları ve ticari sırlar bu araştırma dışındadır.

Genel Görüşme

Toplum ve devlet faaliyetleri ile ilgili bir konunun Meclis Genel Kurulunda görüşülmesidir.

Gensoru

Bakanlar kurulu genel politikası, Bir bakanın izlediği politika ve etkinlikler hakkında meclise yapılan bir denetim yoludur. Herhangi bir siyasi parti grubu veya en az yirmi milletvekili imzası ile verilir. Gensoru siyasi sorumluğa yol açar.

Meclis Soruşturması

Başbakan veya bir bakanın Yüce Divanda yargılanabilmesi için açılan soruşturmadır. Meclis üye sayısının onda birinin imzası ile verilir.

Kpss genel kültür vatandaşlık dersi TBMM Başkanlık Divanı konusunu işledik. Bir sonraki vatandaşlık dersi konumuz Türkiye’de Seçim olacaktır.

Bu yazı TBMM Başkanlık Divanı ilk olarak şurada görüldü: .

]]>
http://www.kpsskonu.com/genel-kultur/vatandaslik/tbmm-baskanlik-divani/feed/ 4 2965
TBMM’nin Görev ve Yetkileri http://www.kpsskonu.com/genel-kultur/vatandaslik/tbmmnin-gorev-ve-yetkileri/ http://www.kpsskonu.com/genel-kultur/vatandaslik/tbmmnin-gorev-ve-yetkileri/#comments Mon, 05 Jan 2015 16:13:35 +0000 http://www.kpsskonu.com/?p=2953 TBMM’nin Görev ve Yetkileri konusunda meclisin sahip olduğu yetkileri ve yapmakla yükümlü olduğu görevleri inceleyeceğiz. Önceki konumuzda TBMM’de Oylama Türlerini incelemiştik. Sıradaki kpss vatandaşlık konumuz ise TBMM’nin Görev ve Yetkileri konusunu inceleyeceğiz. TBMM’nin Görev ve Yetkileri TBMM’nin Görev ve Yetkilerini başlıklar halinde inceleyelim. 1. Kanun Koymak, Değiştirmek veya Kaldırmak Bakanlar Kurulu tarafından verilen kanun tasarısı veya […]

Bu yazı TBMM’nin Görev ve Yetkileri ilk olarak şurada görüldü: .

]]>

TBMM’nin Görev ve Yetkileri konusunda meclisin sahip olduğu yetkileri ve yapmakla yükümlü olduğu görevleri inceleyeceğiz. Önceki konumuzda TBMM’de Oylama Türlerini incelemiştik. Sıradaki kpss vatandaşlık konumuz ise TBMM’nin Görev ve Yetkileri konusunu inceleyeceğiz.

TBMM’nin Görev ve Yetkileri

TBMM’nin Görev ve Yetkilerini başlıklar halinde inceleyelim.

1. Kanun Koymak, Değiştirmek veya Kaldırmak

Bakanlar Kurulu tarafından verilen kanun tasarısı veya milletvekilleri tarafından verilen kanun teklifi TBMM Başkanlığına sunulur. İlgili komisyona sevk edilir. TBMM genel kurulunda oylanır; kabul edilmemesi durumunda düzenlenmesi için geri gönderilir, kabulü halinde ise kanunlaşır. Cumhurbaşkanı onayına sunulur ve Cumhurbaşkanı 15 gün içerisinde ya geri gönderir ya da onaylanır ve resmi gazetede yayınlanır.

Cumhurbaşkanı uygun bulmadığı konular için anayasa mahkemesine iptal davası açabilir.

2. Bütçe Kanunu ve Kesin Hesap Kanunun Hazırlanması ve Görüşülmesi

Bütçe Kanunu

Bakanlar kurulu bütçe tasarılarını mali yılbaşından en az 75 gün önce TBMM’ye sunar. Komisyonda incelenen tasarı TBMM’de görüşülür. Mali yılbaşına kadar karara bağlanır. Cumhurbaşkanı bütçe kanunlarını veto edemez.

Kesin Hesap Kanunu

Bütçe kanunu kabul etme yetkisi olan TBMM uygulanışını da denetleme yetkisine sahiptir. Bu denetimi TBMM adına Sayıştay yapar.

3. Milletlerarası Antlaşmaları Uygun Bulma

Bu türdeki antlaşmalar yayımlarında itibaren 2 ay içinde TBMM’ye sunulur. Usulüne göre yürürlüğe konan milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir. Anayasaya aykırılık iddiası ile bu anlaşmalara karşı Anayasa Mahkemesine başvurulamaz.  Bu anlaşmaları uygun bulan TBMM, onaylayan ise Cumhurbaşkanıdır.

4. Bakanlar Kuruluna Kanun Hükmünde Kararname Çıkarma Yetkisi Verme

TBMM Bakanlar Kuruluna KHK çıkarma yetkisi verebilir. KHK kanunlara aykırı olamaz. Bakanlar Kurulu KHK ile bütçe de değişikli yapamaz. KHK resmi gazetede yayınlanmasının ardından yürürlüğe girer. Kararnameler Resmi Gazetede yayınlaması ile TBMM’ye sunulur.

Kişilik hakları ve ödevleri, Siyasi haklar ve ödevlerde  sıkıyönetim ve OHAL durumları dışında KHK çıkarılamaz.

5. Savaş Hali İlanı ve Silahlı Kuvvet Kullanmasına İzin Verme

Savaş ilanına ve TSK’nın yabancı ülkelere gönderilmesine veya yabancı silahlı kuvvetlerin ülkemizde bulunmasına izin verme yetkisi TBMM’ye aittir. TBMM tatildeyken ülkeye yapılan ani bir silahlı saldırı da Cumhurbaşkanı TSK’nın kullanılmasına karar verebilir.

6. Genel ve Özel Af İlanı

TBMM üye tamsayısının 3/5 çoğunluğun kararı ile genel ve özel af ilanına karar verebilir. Sadece orman suçları için genel özel af çıkarılamaz.

7. Meclis İç Tüzüğünü Hazırlamak veya Değiştirmek

İç tüzük meclis iç çalışmasını düzenleyen kurallardır. İç tüzük sadece parlamentonun işleyişini gösterir ve konusu yönüyle kanunlardan ayrılır. Meclis iç tüzüğünü istediği zaman değiştirebilir. Cumhurbaşkanı, İktidar ve Ana muhalefet partisi, TBMM üye sayısının 1/5’i iç tüzükler için doğrudan Anayasa Mahkemesine iptal davası açabilir.

8. Anayasanın Değiştirilmesi

Teklif TBMM üye sayısının 1/3’ü tarafından verilmek zorundadır. TBMM Genel Kurulunda iki kez görüşülür. Meclisin 2/3’ünün kabulü halinde Cumhurbaşkanı onaylar veya halk oylamasına sunar. 3/5 veya 2/3 arasında kabulü halinde Cumhurbaşkanı zorunlu olarak halk oylamasına gider veya geri gönderir.

Kpss genel kültür vatandaşlık dersi TBMM’nin Görev ve Yetkileri konusunu tamamladık. Bir sonraki vatandaşlık dersi konumuz ise TBMM Başkanlık Divanı olacaktır.

Bu yazı TBMM’nin Görev ve Yetkileri ilk olarak şurada görüldü: .

]]>
http://www.kpsskonu.com/genel-kultur/vatandaslik/tbmmnin-gorev-ve-yetkileri/feed/ 27 2953